Peyzaj kelime anlamı olarak manzara, kır resmi, görünüm, doğa, çevre, bir arazinin görünüşü gibi çeşitli manalara gelmektedir.
Sözcüğün Fransızca karşılığı ve aynı zamanda kökeni “paysage”, İngilizce ise “landspace”dir.
Peyzaj, belli bir noktadan bakıldığında alabildiğine görüş açısına giren doğal ve kültürel varlıkları kapsayan ve bunların bir araya getirilerek oluşturulduğu kompozisyona denir.
Avrupa Peyzaj Sözleşmesinde yer alan tanım ise şöyledir: “İnsanlar tarafından algılandığı haliyle, karakteristik yapısının doğal ve insani faaliyetlerin etkisi ve etkileşimi neticesinde oluşan bir alan”.
Peyzaj Planlama Nedir, Nasıl Yapılır?
Doğal, kültürel ve tarihi değerlerin bütüncül algılanması anlamına gelen peyzaj çalışmalarında muhakkak insan ve çevre etkileşimleri iyi bir şekilde analiz edilip planlama, tasarım ve uygulama ölçeğinden sapmaya yer vermeden doğru bir şekilde hareket edilmesi gerekir.
Doğru bir planlama yapılması ancak doğal ve kültürel çeşitliliğin, kaynakların, yaşam ortamlarının koruma ilkesine dayanarak dengeli bir şekilde kullanılması ve dönüştürülmesiyle mümkündür.
Planlama ile kentsel, kırsal, endüstriyel ve turistik mekânların kullanımlarında açığa çıkan sorunların daha kolay giderilmesi ya da olası sorunların önlenmesi için birtakım müdahaleler de bulunulur ve tedbirler alınır.
Kamu ve toplum yararı gözetilerek açık ve yeşil alanların oluşturulması, korunması, onarımı, yenilenmesi, restorasyonu ve yönetimi ile plan ve projelerin uygulanması gibi süreçler hep planlamaya dahildir.
Peyzaj planlaması aşağıdaki gibi süreçleri barındırır:
- Alan kullanım analizi
- Çevre planlama gelişimi
- Veri kaynakları
- Planlama teorisi ve teknikleri
- Değerlendirme
- Görsel kaynak incelemesi
- Coğrafi bilgi sistemleri
- Fotoğraf analizi
- Ekolojik risk analizi
- Analitik yöntemler (Muhtelif peyzajların ve kesimlerinin rekreasyonel yönden uygunluğunun tedrici olarak saptanmasını sağlayan V-Wert metodu gibi)
Peyzaj Çeşitleri
Doğal ve kültürel olmak üzere iki sınıfa ayrılmaktadır. İnsan görüşüne giren tüm morfolojik, topoğrafik ve kültürel mevcutların görünür tüm hususiyetlerini ihtiva eden ve bulunduğumuz yer neresi olursa olsun bizi kuşatan dış etmenler, çeşitliliği oluşturan yegâne unsurlardır.
Yapıların sık olduğu bir şehrin herhangi bir evinin penceresinden dışarıya baktığımızı düşünelim… Göreceğimiz şey komşu apartmanlar, yollar, ağaçlar, taşıtlar ve insanlar olacaktır.
Şehre hâkim bir tepeden baktığımızda ise göreceğimiz yapı grupları, meydanlar, parklar, taşıtlar ve kenti çevreleyen dağlar, tepeler, ormanlar ve bunun gibi doğal unsurlar olacaktır.
Bunlardan insana ait olanları, insanlar tarafından değişikliğe uğratılanları kültürel peyzaj olarak adlandırılırken herhangi bir insan etkisine maruz kalmayanları ise doğal peyzaj olarak isimlendirilmektedir.
Arazi şekilleri, doğal bitki örtüsü, topraklar gibi fiziki yapıların tümü doğal peyzajı oluşturmaktadır. İnsan müdahaleleriyle bu doğal çeşitlilik, kaynaklar şekillendirilerek değişikliğe uğratılırsa ortaya yeni bir karakteristik alan çıkar ve bu da kültürel peyzajı meydana getirir.
Doğal
İnsan tesirinin hiç olmadığı veya az olduğu kendi doğal düzenini koruyan alanların görünümüdür. Bu gibi alanların ekolojik ve biyolojik dengesinde olan değişimler ancak doğal kuvvetler olarak tasvif ettiğimiz (nitelendirdiğimiz) deprem, yanardağ püskürmeleri, şiddetli deniz ve hava akımları, medcezir, erozyon gibi olaylar sonucu ortaya çıkar.
Kültürel
İnsanın çevreyi kendisine yarar biçimde düzenlemesi ile ortaya çıkar. Her dönem toplumların doğayı kullanış amaçlarına ve yöntemlerine göre farklılık gösterir. Bu bakımdan kesin sınırları yoktur. Esas itibarıyla günümüzde kültürel peyzajı, kırsal ve kentsel peyzaj olarak ikiye ayırmak mümkündür.
Kırsal
İnsanın doğa içinde kentsel amaçlar dışındaki faaliyetlerinin ortaya koyduğu çevrenin görünümüdür. Bunlar tarımsal, rekreatif ve endüstriyel amaçlı olabilir. Böylece kendi içinde şu başlıklara ayırmak mümkündür:
- Tarımsal
- Endüstriyel
- Orman
- Turizm ve Rekreasyon Amaçlı
- Ulaşım
Kentsel
Kırsal peyzaja mukayese edildiğinde yüzölçümü bakımından az ama nüfus yoğunluğu yönünden fazla olan bölgelere yapılan işlemleri kapsar. Günümüz itibarıyla artık buralarda kırsal peyzajlarda yer alan doğal peyzaj güzelliklerinin izlerini bulmak mümkün değildir. Kent peyzajının ana karakterini, mimari yapılar ve bunların organizasyonu belirler.
Peki, doğa ve insan arasında adeta bir arabulucu görevi gören peyzaj mimarı nedir?
Peyzaj Mimarı Kimdir? Peyzaj Mimarlığı Nedir?
Peyzaj mimarı, tasarımı doğa ile harmanlayan ve ihtiyaca göre şekillendiren, sürdürülebilir kılan kişidir. İnsan odaklı manzarada yer alan canlı ve cansız materyalleri planlayan, tasarlayan ve uygulamaya koyan kimsedir.
Her şeyin ötesinde ekosistemleri, habitatları koruyan planlama ve tasarım süreçlerine ekolojik süreçleri dahil eden bir meslek disiplindir. Peyzaj mimarlığı kavramı ilk defa 1863 yılında ABD’de F. L.Olmsted ve C. Vux tarafından New York Central Parkı tasarladıkları zaman gündeme gelmiştir.
ASLA’nın (Amerika Peyzaj Mimarlığı Topluluğu) tanımına göre ise; “Doğal ve kültürel kaynakları koruma ve yönetme çerçevesinde, kültürel ve bilimsel edinimlerin (oluşturulacak fiziksel çevrenin işlevsel ve yaşam kalitesini artırma amacıyla) yeryüzünde uygulanması, doğal ve kültürel bileşenlerin düzenlenmesi, arazinin doğru bir şekilde planlanma sürecinden geçtikten sonra tasarlanması ve yönetilmesidir.”
Peyzajda ana gaye, doğadan koparılmış, fiziksel ve psikolojik baskılar altında kalan modern kent insanını, mümkün mertebe doğa ile buluşturup ona nefes aldırmaktadır.
Bu çerçevede işin erbapları insanların sağlıklı ilişki kurabileceği yeşil ve estetik bir çevre oluşturmayı ve bunu yaparken işlevsellikten -en az estetik kadar- ödün vermemeyi hedefler.
Bu işi kendine meslek edinen -ve edinmeyi düşünen- kimselerde hayal gücünün kuvvetli olması aranır. Hayal gücünü inkişaf ettirmenin (geliştirmenin) en etkili yollarından biri de bol bol görsel odaklı proje taramaları yapmak ve farklı çalışmaları incelemektir. Bu cihetle peyzajla ilgili kategorimizde paylaştığımız fikirleri ve görselleri incelemek size faydalı olacaktır, incelemek için tıklayınız.
Peyzaj Mimarlığı Bölümü
Ülkemizde ziraat, orman, mimarlık ve güzel sanatlar fakültelerinde peyzaj mimarlığı eğitimi verilmektedir. İlgili fakültelerde iki yıllık teknikerlik, dört yıllık mimarlık eğitimleri bulunmaktadır.
Mimarlık fakültesi çatısı altında teknik ve çizime, ziraat ya da orman fakültesinde ise bitki bilgisine ağırlık verilmektedir. Ayrıca sadece güzel sanatlar fakültesine has olmak üzere özel yetenek sınavıyla alım yapılmaktadır.
Buralardan mezun olan kimseler belediyelerde, fidanlıklarda, inşaat firmalarında, planlama ve tasarım ofislerinde istihdam edilmektedirler. Peyzaj mimarlığının çalışma alanları ise şunlardır: Kent içi park ve bahçelerin düzenlenmesi; kırsal, tarımsal, endüstri, ulaşım, orman ve turizm alanlarının planlanması, peyzaj tasarımı yapılması.
Son olarak konuyla ilgili olarak internette sıklıkla aratılan “Peyzaj Mimarları Ne Kadar Kazanıyor?” sorusuna cevap verelim:
Planlama, tasarım, uygulama, bitki gibi konulardan birinde uzmanlaşarak hatırı sayılır miktarda ücret almaları söz konusudur.
Peyzaj mimarlarının aldıkları ücret uzmanlık alanlarına ve çalıştıkları kurumlara göre değişiklik gösterir.
Ancak ilk aşamada asgari ücretle başlayıp sonrasında asgari ücretin iki ya da üç katına yakın ücret alabilirler. Hatta yaptıkları peyzaj çalışmaları ile en son aşamada asgari ücretin on katına kadar ücret kazanabilme potansiyeline sahip bir meslektir.
PEYZAJ MİMARLIĞI HAKKINDA DAHA FAZLA BİLGİ ALMAK İÇİN TIKLAYIN.
Bu Yazıyı Paylaş!