Agora, Yunanca : Ἀγορά, Agorá kelimelerinden gelen toplanılan yer, şehir meydanı, pazar, çarşı yeri gibi anlamlara gelmektedir. Antik çağda agoralar kentin odak noktasıdır ve her kentte en az bir adet yer almaktadır.
Çoğunlukla büyük şehirlerde iki adet bulunmaktaydı.
İki adet agora bulunan şehirlerde;
- Devlet işlerinin yürütüldüğü kamu yapılarının bulunduğu devlet agorası,
- Ticari faaliyetlerin yapıldığı ticaret agorası vardı.
Antik çağda agoralarda aşağıdaki aktiviteler gerçekleşmektedir.
- Ticaret
- Siyaset
- Din
- Sanat
- Sosyal Olaylar
Helenistik dönemde şekillenip Roma İmparatorluğu’nda ortaya çıktığı kabul edilmektedir. İlk yapılan meydanlar basit bir yapıdaydı. Bir kürsü ve oturma kısımlarının bulunduğu alanlarda coşkulu, heyecanlı konuşmalar yapılıyordu. Tiyatro ve dini içerikli gösterilerin ilk zamanlarda bu meydanlarda düzenlendiği bilinmektedir.
Agoralar şehrin orta kısımlarında veya limana yakın yerler de yapılmıştır. Bu yapıların etrafında dükkanlar, sütunlar, heykel ve ağaçlar bulunmaktadır. Anadolu’da Pergamon (Bergama) ve Nysa Agoraları Helenistik dönemden kalmadır. Aizanoi, Asos, Ephesos (Efes), Smyrna agoraları ise Roma döneminden günümüze kadar ulaşmıştır.
Helenistik Dönem’de yapılmış olanlardan günümüze kadar gelenlerin çoğu, M.S. 178 depreminden sonra İmparator Marcus Aurelius’un destekleriyle yeniden yapılan Roma Dönemi’ne aittir.
Smyrna Agorası – Smyrna Agora Kısımları
Smyrna mimari olarak dikdörtgen şeklinde planlanmıştır. Orta kısmında geniş bir avlusu ve çevresinde stoa adı verilen sütunlu galeriler bulunmaktadır. Yapılan kazılar sonucu kuzey ve batı stoa bodrum katı üzerindedir. Kuzey stoa plan özellikleri bakımında bazilikadır.
İzmir veya Smyrna Agorası, günümüzde İzmir’in Konak ilçesinde bulunur ve MÖ 4. yüzyılda kurulmuştur. Zamanında kentin devlet agorası olarak işlev gördü. MS 178’de meydana gelen depremin ardından Roma İmparatoru Marcus Aurelius’un desteğiyle yeniden inşa edildi. Osmanlı döneminde mezarlık ve namazgâh olarak kullanıldı. Bölgedeki ilk kazı çalışmaları 1932’de gerçekleştirildi. Smyrna, 2020’de UNESCO tarafından “İzmir Tarihî Liman Kenti” adıyla oluşturulan miras alanının bir parçası olarak Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edildi.
Bazilika
Bazilikaların mimari planı; orta kısmı geniş ve yüksek, yan kısımları ise dar ve alçak birbirine paralel koridorlar şeklinde yapılır. Bu yapılar Hristiyan kiliselerine öncülük eden Roma dönemi bazilikaları ve şehrin hukuk işlerinin görüldüğü adliye saraylarıdır. Ayrıca şehrin ticaretine yön veren tüccar ve bankerlerde bazilikalarda faaliyet göstermiştir. Roma dönemi bazilikası olan Smyrna bilinen en büyük agoralardan birisidir. Bugüne kadar ulaşan bodrum katının batı ve doğu kısımlarındaki çapraz tonozlar o dönemin muhteşem örnekleri arasında yer almaktadır. Smyrna bazilikasının kuzey cephesinde, bodrum kata açılan iki anıtsal kapıdan batı yönündeki olanı tamamen gün yüzüne çıkarılmıştır. Ayrıca bazilikanın kuzeyinde yer alan tonozlu dükkan sıraları da açığa çıkarılmıştır.
Batı Stoa
Üç sıra sütun dizisiyle ayrılmış galerilerden meydana gelen batı stoa da bazilika gibi bir bodrum kat üzerinde yapılmıştır. Günümüzde kemerli bodrum katları görülmektedir. Antik dönemde bodrum kat üzerinde iki katlı olarak inşa edildiği anlaşılmaktadır. Avludan üç sıra basamakla zemin kata çıkılmaktadır. İkinci kat ahşap tabanlı olarak yapılmıştır. Bu yapılar antik çağda insanları yağmur ve güneşten koruyarak gezinti yapmalarını sağlıyordu.
Faustina Kapısı ve Antik Cadde
Smyra kenti ızgara planlı olarak yapılmıştır. Doğu ve batı yönlü paralel caddelerinden birisi agoradan geçmekte idi. Muhtemelen bu cadde meydanı ikiye bölmektedir ve batı tarafından meydana giriş yapılan kısmında görkemli bir kapı mevcuttur. İki gözlü olduğu farz edilen kapının kuzey kemerinin ortasında Roma İmprataroru Marcus Aurelius’un eşi Faustinanın portre kabartması bulunmaktadır. Günümüzde kullanımda olan sokağın altında olan ikinci gözde ise muhtemelen Marcus Aurelius’un portresi bulunmaktadır. Bu iki isim, M.S.178’de depremle yıkılan agorayı yeniden inşa ettirdiği için, Smyrnalılar vefa borçlarını bu kapı ile ödemiştir. 1940’lı yıllarda hatalı ölçülerle onarılan kemerli kapı 2004 yılında aslına uygun olarak yeniden restore edilmiştir.
Smyra Agora Graffitileri
Graffitiler Roma dönemi duvar resimleri ve yazılarıdır. Graffitiler Smyra’da bodrum katı duvar ve kemer ayaklarındaki sıvaların üzerine yapılmıştır. Demir ve Meşe kökü karışımı mürekkep kullanılmıştır. Dışında kazıma yöntemi ile yapılan örnekler de mevcuttur.
Graffitiler Roma dönemindeki sosyal hayat hakkında önemli bilgiler içermektedir.
Bu graffitiler de;
- Gladyatörlerin mücadelesi,
- Aşk oyunları,
- Cinsellik,
- Yelkenli resimler,
- Sevgili adları,
- Bilmeceler
- Kuşlar,
- Gemiler gibi konular işlenmiştir.
Roma döneminde Batı Anadolu’da Pergamon, Ephesos ve Smyrna kentleri önemliydi. Bu üç kent arasındaki rekabet graffitilerde de kendisini göstermektedir. Smyrna bazilika bodrum katında açığa çıkarılan graffitiler birçok bakımdan özgündür. İlk olarak bu buluntular demir ve meşe kökü içeren bir malzeme ile yapılmış en eski graffitiler olma özelliğine de sahiptir. Ayrıca, Dünya Antik Çağ araştırmalarında bugüne kadar ele geçen yazılı kaynaklar çoğunlukla resmi ve dini nitelik taşımaktayken Grekçe yazılmış olan Smyrna graffitileri halkın günlük hayatına ilişkin izler göze çarpmaktadır. Bazilika graffitileri Hıristiyanlığın ilk zamanlarıyla ilgili önemli ipuçları da vermektedir. Graffililerin bir diğer önemli özelliği ise tasvir açısından dünyanın en kapsamlı graffitileri olmaları. Bu özellikleri açısından söz konusu grafitiler dünya arkeoloji literatüründe eşi olmayan bir yere sahiptir.
İlginizi Çekebilir: Revak Nedir? Tarihi ve Kullanım Amacı
Bu Yazıyı Paylaş!