Sunta, ağaçlardan elde edilen parçalanmış odun malzemelerinin özel sentetik reçineler ile karıştırılması ve sonrasında yüksek basınç uygulanarak preslenmesi sonucu oluşturulan ahşap ürünüdür. Asıl ismi “yonga levha” olmasına rağmen piyasada sunta adı ile bilinmektedir.
Bu yazımızda özellikleri, tarihi ve kullanım alanları üzerine bilgiler sunacağız.
Sunta Özellikleri
- Yonga levha özellikleri üzerine söylenebilecek ilk söz ergonomik yapısı ve ekonomik bir çözüm olmasıdır. Normal ahşap ve kontrplak malzemelerine göre daha az maliyetlidir.
- 6 mm ile 40 mm arasındaki kalınlıklarda üretimi gerçekleştirilen bir üründür.
- 500-700 kg/m3 değerleri arasında bir yoğunluğa sahip olmaktadır.
- Farklı alanlarda kullanılan suntaların kullanım alanındaki farklılıklara göre değişken ölçüleri vardır. Üretici firmalardan Yıldız Sunta‘nın 122×244 cm, 122×280 cm, 183×366 cm, 183×420 cm, 195×280 cm, 195×366 cm, 210×170 cm, 210×244 cm, 210×280 cm, 210×366 cm, 220×280 cm ebatlarında üretimi vardır.
- Görünümü oldukça basit olmasından dolayı, farklı ahşap malzemeleri kullanılarak kaplama ve cilalar gerçekleştirilir. Böylece eskisine nazaran daha estetik bir görünüm elde edilebilir.
- Nemin düşük olduğu ortamlarda bozunum derecesinin düşük olması, ucuz ve hafif olması, çokça tercih edilmesine neden olur. Buna karşın, nemin yüksek olduğu ortamlarda, içindeki nem oranı da artarak bozulmalar gerçekleşebilir.
- Kereste malzemesine farklı bir seçenek olarak üretilmeye başlanmıştır.
- Farklı boyutlarda parçalara ayrılırken kesilmesi ve daha sonra montajı daha basit olan bir ahşap malzemesidir.
- Sentetik materyaller içermesi nedeniyle zamana bağlı olarak şekil değişikliğine uğrama oranı çok düşüktür.
- Montajları basit olsa da, içeriklerindeki parçalı yapı nedeniyle düz ve sürtünmesiz yüzey vadetmemektedir.
Kullanım Alanları
Sunta kullanım alanları günümüzde ahşap malzemelere ihtiyaç duyulan hemen hemen her alana yayılmıştır.
Ev içinde yer, tavan ve duvar malzemesi olarak kullanılabilmektedir. Bunun yanında üç boyutlu bir tasarımın dayanım noktalarını oluşturan malzemeler yerine de kullanılabilir. Elbette bu tasarımlar, üzerlerinde yüksek ağırlık barındıramazlar. Yalnızca geçici amaçla kullanılabilirler.
Mobilya yapımında da kullanıldığı bilinmektedir. Fakat birinci kalite mobilyalarda tercih edilmemektedir. Yine de bir mobilyadan beklenen dayanım özelliklerini karşılayan bir ahşap türevi malzemedir.
Suntanın Tarihi
Malzemenin bulunup kullanılması çok uzun önceki tarihlere dayanmaktadır.
Üretim ile ilgili ilk fikir 1887 yılında Ernst Hubbart tarafından yapılmıştır. Odun artıklarının değerlendirilmesi başlıklı yazıda; testere ve kan albüminden faydalanılarak yonga levhanın basınç ve sıcaklık ile üretilebileceği fikri yazmaktadır.
19. yüzyılın sonlarına doğru Alman İmparatorluğu’nda üretilmeye başlanan sunta, ilk olarak 1887 yılında odun ununa özel yapıştırıcı eklenmesi ve sıcaklık altında basınç uygulanması ile elde edilmiştir. Elde edilen nu malzemeye ilk olarak “yapay ahşap” ismi verilmiştir.
İkinci Cihan Harbi zamanında, Bremen şehrinde seri olarak üretilmeye başlanmıştır. Seri üretimde kullanılan sunta birimleri, yan ürün ya da ahşap atıklarından oluşuyordu. Talaş ve türevlerinin sıkça kullanıldığı üretimlerde, bu malzemeler oldukça küçük parçalara ayrılır ve özel reçineler ile yapıştırılırdı.
Homojen yapıda olan talaş malzemeleri kullanılmaya başlandığında, dayanımı daha yüksek suntalar da elde edilmiştir. Almanlar, huş, kayın, kızılağaç ve ladin ağaçlarını işleyerek yonga levha üretimine de başlamışlardır.
Türkiye’de ilk defa üretim 1955 yılında İstanbul Kartal’da gerçekleştirilmiştir. Üretilen ürüne suni tahtanın kısaltılmış şekli olarak “Sunta” adı verilmiştir ve piyasaya sürülmüştür.
Üretimi
Üretiminde doğrudan ağaç parçaları kullanılabildiği gibi işlenmiş ahşap malzemelerinin de sıklıkla kullanıldığı bilinmektedir. İşlenmiş malzemeden üretilen türevleri daha yüksek dayanım sunmaktadır.
Basınç ve yapıştırıcı uygulaması ile elde edilen suntalar, bir levha şeklinde üretilir. Ana malzemesini oluşturan yan ürün ahşaplar ve ağaç gövdeleri, özel açılar ile ayarlamış silindir bıçaklar ile parçalanır. Özel bıçakları olan kesici silindirler, sunta malzemesini oluşturan talaşların homojen özelliklere sahip olmasını sağlar. Bu da son dönemde üretilen ürünlerin dayanımlarının yüksek olmasını sağlamaktadır.
Kesilen ve öğütülen talaş parçaları, sıcaklık uygulanarak kurutulur ve eleme işlemi ile düzensiz parçalardan elemine edilir. Sentetik reçine, bu parçaların üzerini kaplayacak biçimde ve ince bir tabaka halinde püskürtülür. Bu aşamada, farklı reçine türleri tercih edilebilmektedir. İçerisinde amino-formaldehit bulunan reçineler, fiyat performans oranı yüksek olduğu için sıklıkla tercih edilmektedir. Üre-melamin içerikli reçineler ise çok yüksek mukavemet özellikleri kazandırmanın yanında, su korunumunu artırıcı etkiye sahiptir.
Yonga levha panellerinin sahip olduğu, neme karşı dayanım, basınç ve dış kuvvetlere karşı dayanım gibi farklı özelliklerin geliştirilmesi amacıyla resorsinol reçineler ile fenolik reçineler karıştırılarak üretim gerçekleştirilebilmektedir.
Ateş, su ve ahşaba zarar veren küçük böceklere karşı balmumu ve özel boyalar kullanılabilmektedir. Bu içeriklere ek olarak farklı kimyasallar da karışım halinde reçine ile birlikte eklenebilir ya da yalnızca kaplama olarak uygulanabilir.
Reçine uygulaması sonrasında, soğuk pres uygulaması yapılır ve malzemesi olabildiğince sıkıştırılır. Büyük yonga levhalar, zımparalama işlemi sonrasında diktörgen plakalar halinde farklı boyutlara indirgenerek kesilir.
Bu içeriğimizin ardından “Suntalam” yazımızı da okumak isteyebileceğinizi düşünüyoruz.
Bu Yazıyı Paylaş!