Giydirme Cephe
Giydirme cephe sistemlerinin kullanımı betonarme sistemlerin kullanımından sonra ortaya çıkmıştır. Özellikle 20. Yüzyılın başlarından itibaren dış cephede kullanılan betonarme ve tuğla yapılar yerini yukarıda sayılan sebeplerden ötürü binayı adeta bir dış kabuk gibi saran giydirme cephe sistemlerine bırakmıştır. Dış cephelerde kullanılan ağır ve rijit beton duvarlar yerine ince bir cephenin yapılması yapıdaki ağırlığın azaltılması ve binanın net kullanım alanının genişlemesi açısından önemlidir. Bu mimari sistemler üzerlerine etkiyen çevresel yükler ve kendi ağırlıklarından başka yük taşımazlar. Buradan da anlaşıldığı üzere giydirme cepheler binaya hem estetik hem de bir çok teknik açıdan faydalıdır.
İnsanoğlu tarih boyunca teknolojik ve kültürel toplumsal gelişmelere maruz kalmıştır. Bu değişimlerin doğal bir sonucu olarak bireysel ve toplumsal estetik anlayışı değişmiştir. Bu estetik anlayışın değişimiyle birlikte yapısal mimaride çağa uygun yöntemler, teknik ve malzemeler kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde dış cephe mimarisinde oldukça yaygın bir kullanım alanına sahip olan giydirme cephe sistemleri bunun bir örneğidir.
Giydirme cephe tek cümle ile ifade edilmek istenirse;
Yüksek katlı yapılarda binayı bir dış kabuk gibi saran, döşeme veya kolon gibi taşıyıcı elemanlar yardımıyla asılan, taşıyıcı özelliği göstermeyen, çoğu cam malzemeden imal edilmiş sistemlerdir.
Giydirme Cephenin Öyküsü
Bir binayı giydirebilmek için Giydirme Cepheler en iyi yöntemlerden birisidir. Dünyaca tanınan mimar Le Corbusier mimarlık tarihi için “Bu, pencerenin mücadelesinin öyküsüdür” demiştir. Corbusier aslında burada bir yapıda pencere ve cam kullanımının mimarlık açısından ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır. Daha sonraki yıllarda bu düşünceye paralel olarak dış cephelerde saydam yüzeylerin kullanımı yaygınlaşmış, opak yüzeylerin kullanımı ise aza indirgenmiştir. 19. yüzyıl Sanayi Devrimiyle birlikte yapım mühendisliği alanındaki ilerlemeler sonucunda yapının dış cephelerinde penceler için daha büyük boşluklar yapılmış böylece işlevleri de değişmiştir.
Eski çağlardan beri kullanılan cam 19. ve 20. yüzyılla beraber pencerelerde kullanılmaya başlanmış ve daha sonraki yıllarda modern bir yapı malzemesi olarak cephenin tamamında kullanılmıştır. Teknolojik gelişmelerle birlikte ileri teknoloji ürünü camların üretilmesi giydirme cephe sistemlerinin önünü açmıştır.
Tabi bunun yanında giydirme sistemlerde sadece camın kullanıldığını söylemek doğru olmaz. Modern mimaride cam ile birlikte yapay taş, doğal taş, kompozit ve metal levhalar da kullanılmaktadır.
Modern Mimaride Kullanımı
Günümüzde ilk uygulamalarına bakıldığında “strüktürel silikon cephe sistemi” nin temelini oluşturan ilk uygulamalar “patch fitting” adıyla bilinen yapısal elemanlar kullanılarak yapılmıştır. Bunun öncüsü olan Pilkington firması 20. yüzyılda ön plana çıkmış ve cam sanayii konusunda önemli başarılara imza atmıştır. Tabi o zamanlar camı binaya tutturan yapı kolaylıkla fark edilebiliyordu.
Sonraki yıllarda bu yapının görünmemesi veya fark edilmemesi ile ilgili çalışmalar yapıldı. Bunu gösteren en iyi örneklerden biri 1981 yılında mimar Adrian Fainsilber’ın Science Museum binasıdır. Ayrıca Peter Rice, Martin Francis ve Ian Richie “patch fitting” ve cam kirişleri kaldırarak, giydirme cephenin taşıyıcı yapısını minimuma indirilmeye çalışmıştır. Daha sonra düşey ve yatay bağlantıları kaldırabilmek için farklı yöntemler denenmiştir. Tüm bu çabaların altında estetik kaygısı ve giydirme sisteminin yapıya kazandıracağı teknik özellikler yatmaktadır.
Türkiye’ de Kullanımı
Giydirme Cephe sistemlerinin Türkiye’de ilk kullanımı İlhan Tayman ve Enver Tokay tarafından 1959 yılında Ankara Kızılay işhanının inşaasında olmuştur. Sonraki yıllarda bu sistemi Mehmet Konuralp ve Salih Sağlamer 1973-1979 yılları arasında Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü Binası’nın inşaasında kullanmıştır.
Giydirme Cephe Türleri
Giydirme cepheler panellerin ağırlığına göre iki farklı şekilde sınıflandırılabilir. Eğer panellerin ağırlığı 100kg/m2’den büyük ise bu sisteme “Ağır Asma Giydirme Cephe” denir. Panel ağırlığının 100kg/m2’den küçük olması durumunda buna “Hafif Asma Giydirme Cephe” denilmektedir.
“Ağır Asma Giydirme Cepheler” in yapımı için beton esaslı malzemeler kullanılmaktadır. Bu sistemlerde kalıbın şekli çok çeşitli olabilir. Bu açıdan betona istenilen şekil kazandırılabilir ve isteğe uygun yüzey elde edilebilir. Metal bağlantılar yardımıyla perde duvarlar ve döşemelere yük aktarımı sağlanmaktadır. Bu cephelerin kendi ağırlıklarının yanında rüzgar yüküne karşı da dayanabilmesi için duvar kalınlığının 60 mm den az olmaması gerekmektedir. Betonarme elemanın donatıları arasındaki mesafe 100 mm den az olmamalı ve çelik ızgara şeklinde olmalıdır.
“Hafif Asma Giydirme Cephe Sistemleri” nde cephenin türü camın yapıya nasıl tutturulduğuna bağlıdır. Giydirme cephelerin yapımında yine geleneksel doğrama sistemleri kullanılabilir. Böyle sistemlere “Klasik Sistem” denir. Cam doğrama yuvaya yerleştirilir ve boylu boyunca doğrama çıtası ile kapatılır. Bir diğer çeşit ise “Asma Sistem”dir. Burada doğrama elemanları taşıyıcı sistem üzerine oturtulur. Bu sistemde cephe elemanları, binanın taşıyıcı sistemlerine(kiriş, döşeme) noktasal bağlantılarla tespit edilen elemanlar yardımıyla taşınır.
Bu Yazıyı Paylaş!